26 Kas 2007

Sevgi sınıfı, diş taraması ve çevre incelemesinde

Bugün okulumuzun karşısındaki Tıp Merkezinde ki diş taramasına gittik....
Sıramızın gelmesini beklerken fırsattan istifade çevre incelemesine çıktık, sonbahar da bitkilerdeki değişiklikleri inceledik, yaprakların çıkardığı sesleri dinledik......
Çocuklar, Tıp Merkezin de Diş hekimi Halime AYKILIÇ'ın sabrı ve güler yüzü ile heyecanlarını unutup zevkli bir muayene yaşadılar.....
Hiç çürüğü ve dolgusu olmayan Ömer, Berra, Berkehan, Hazal, doktordan yıldız ve aferin aldılar....



















SUÇLU YETİŞTİRMENİN KOLAY YOLU !!!!!!!

Geleceğin suçlusunu yetiştirmenin en basit kuralı:
1- Daha küçükken çocuğa istediği her şeyi vermeye başla! Bu şekilde o herkesin onun geçimini sağlamak zorunda olduğuna inanacaktır.

2- Kötü sözler söylediği zaman, gül.Böylece kendisinin akıllı olduğuna inanacaktır.

3- Ona düşünmeyi ve beynini kullanmayı hiç öğretme 21 yaşına gelince kendisi karar versin, diye bekle.

4- Yerde bıraktığı her şeyi kaldır, kitaplarını, ayakkabılarını, elbiselerini, onun için herşeyi sen yap ki o bütün sorumluluklarını başkalarına yüklemeye alışsın.

5- Onun önünde sık sık kavga edin et ki bu sayede aile bir gün parçalanırsa o da o kadar şaşırmasın.

6- Ona istediği kadar harçlık ver ki hiç bir zaman kendi parasını kazanmanın ne olduğunu öğrenmesin.

7- Yiyecek, içecek ve konforla ilgili bütün arzularını yerine getir ki istediklerini her zaman elde etmeye alışsın.

8- Komşulara, öğretmenlere, polislere karşı, daima onun tarafını tut ki onların hepsine karşı peşin hükümleti oluşsun.

Bütün bunları ve buna benzerleri yaparak yetiştirdiğin O'NUN, günün birinde başına gerçekten bir bela gelirse, kendinden özür dile ama onu felaket dolu bir hayata hazırladığın için kendine teşekkür etmeyi de ihmal etme.

Kim mi hazırlamış bu ilginç yazıyı;

Amerika Birleşik Devletleri Houston Kenti Polis Müdürlüğü, Hazırlamış ve kentteki bütün evlere ve okullara dağıtmış..........

23 Kas 2007

Öğretmenler Gününü Kutladık....

Sevgi sınıfı velilerinin, 24 Kasım Öğretmenler günü için düzenledikleri sürpriz bir kutlama yaşadık bugün.

Emeği geçen değerli velilerime, sevgili öğrencilerime çok çok.....teşekkür ediyorum....

21 Kas 2007

Yoruma kapalı.....kadınlar haklı

Günün birinde üç erkek ormanda yürürlerken karşılarına büyük ve vahşi bir nehir çıktı. Ama erkeklerin, nehrin karşı kıyısına mutlaka geçmeleri gerekiyordu. Peki bunu nasıl başaracaklardı
Birinci erkek dizlerinin üstüne çöktü ve Tanrıya dua etti Tanrım, lütfen nehrin karşı kıyısına geçebilmem için bana güç ver Pppppfffffuuuuuffffff....
Tanrı ona uzun kollar ve Güçlü bacaklar verdi Böylece nehrin karşı kıyısına geçebildi Ancak bunun için 2 saat boyunca dalgalarla boğuştu ve neredeyse 3-4 kez boğulma tehlikesi geçirdi. Ama, başarmıştı !!!!

Bunu gören ikinci erkek de Tanrıya dua etti: Tanrım Lütfen nehrin karşı kıyısına geçebilmem için bana güç ve gerekli aracı ver
*Ppppppfffffuuuuffff..... Tanrı ona bir tekne verdi ve o da nehrin karşı kıyısına geçmeyi başardı, ancak birkaç kez teknenin alabora olma tehlikesiyle karşılaştı...Tüm bu olan bitenleri izleyen üçüncü erkek de dizlerinin üstüne çöktü ve Tanrıya yalvardı Tanrım lütfen nehrin karşı kıyısına geçebilmem için bana güç, araç ve zekayı verPpppppfffffuuuuffff....................fffffffffff

Tanrı erkeği bir kadına dönüştürdü Kadın haritaya baktı.... Nehrin biraz yukarısına doğru yürüdü Ve köprüden karşıya geçti

Bir fıkra,
Kadının biri, 46 yaşındayken kalp krizi geçiriyor ve hastaneye kaldırılıyor.
Ameliyat masasındayken, ölüme yakın, birden bir hayal görüyor.
Azraili görüyor ve soruyor: 'Benim saatim geldimi?' Azrail cevap veriyor:'Hayır,
senin daha 43 sene, 2 ay vede 8 günün var'.
Narkozdan uyandığında, estetik yaptırmaya karar veriyor. Yüzünü gerdirttiriyor, dudaklarını doldurtturuyor, göğüslerine silikon taktırıyor....
Kısacası: 'Yeniden doğmuş gibi'daha uzun bir süre yaşıyacağını bildiği için şimdi, o kadar ameliyatın değdiğini düşünüyor.
Son ameliyattan sonra, hastaneden tamamen yeni bir insan gibi çıkıyor. Tam karşıdan karşıya geçiyor ki, ambulans çarpıyor. Ölüyor.....
Cenette Azrail'e soruyor: '40 seneden daha fazla yaşıyacağımı sanıyordum!
Neden o ambulansın çarpmasını sağlayıp, Beni öldürttün?'
Azrail cevap veriyor:'Kız,..... Allah canını almasın... ben seni tanıyamadım ya :)))--

Güzel Türkçe'miz.....

Aşağıdaki yazı yıllar içinde dejenere olan güzel Türkçe'mize iyi bir örnek,

Yıl: 1965 'Karşıma âniden çıkınca ziyâdesiyle şaşakaldım.. Nasıl bir edâ takınacağıma hüküm veremedim, âdetâ vecde geldim. Buna mukâbil az bir müddet sonra kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni fevkalâde rahatlatan bir tebessüm vardı.. Üstümü başımı toparladım, kendinden emin bir sesle 'akşam-ı şerifleriniz hayrolsun' dedim...'

Yıl: 1975 'Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım… Ne yapacağıma karar veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Ama çok geçmeden kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni rahatlatan bir gülümseme vardı.. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle 'iyi akşamlar' dedim..'

Yıl: 1985 'Karşıma âniden çıkınca fevkalâde şaşırdım... Nitekim ne yapacağıma hüküm veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Amma ve lâkin kısa bir süre sonra kendime gelir gibi oldum, nitekim yüzünde beni ferahlatan bir tebessüm vardı... Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle 'hayırlı akşamlar' dedim...'

Yıl: 1995'Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım... Fenâ hâlde kal geldi yâni... Ama bu iş bizi bozar dedim. Baktım o da bana bakıyor, bu iş tamamdır dedim… Manitayı tavlamak için doğruldum, artistik bir sesle 'selâm' dedim…' Yıl: 2006 'Âbi onu karşımda öyle görünce çüş falan oldum yâni... Oğlum bu iş bizi kasar dedim, fenâ göçeriz dedim, enjoy durumları yâni... Ama concon muyum ki ben, baktım ki o da bana kesik… Sarıl oğlum dedim, bu manita senin... 'Hav ar yu yavrum?''

Yıl: 2026 'Ven ay vaz si hör, ben çok yâni öyle işte birden... Off, ay dont nov âbi yaa... Ama o da bana öyle baktı, if so âşık len bu manita... 'Hay beybi...''

Türkçe'yi güzel kullanma adlı e-kitabı isteyenler, mail atarlarsa kitabı göndermekten mutluluk duyarım. Kitap, öğrenci, yetişkin herkese faydalı olacak güzel bir kaynaktır.

Evlilik Üzerine.....

Evlilik Üzerine Gülümseten Tespitler :-) Evlilik üzerine bazi notlar...

1.Evli erkeklerin psikolojisi arkadaslarla lokantaya gitmeye benzer. Istedigin yemegi siparis edersin sonra yanindakinin istedigi yemegi görüp "Keske onu isteseydim" dersin.
2.Bir davette bir hanim arkadasina sorar: "Alyansini yanlis parmagina takmiyor musun? "Diger hanim cevap verir: "Evet yanlis adamla evliyim de ondan"
3.Bir adam evlenene kadar eksik sayilir evlenince tam bitmis olur.
4.Bir genc babasina sorar: "Baba evlenmek kaça malolur?" Baba cevap verir: "Bilmiyorum oglum,ben hala ödüyorum."
5.Adam anlatiyormus: "Evlenene kadar mutlulugunun ne oldugunu bilmezdi, sonra da geç oldu."
6.Yeni evlenmis bir adam mutlu ise nedenini hemen anlariz. On yillik bir adam mutlu ise nedenini merak ederiz!
7.Evliligin ilk yilinda adam konusur kadin dinler. Ikinci yilinda kadin konusur adam dinler. Üçüncü yilinda her ikiside konusur,komsular dinler.
8.Bir kavgadan sonra kadin kocasina bagirir: "Seninle evlendigimde tam bir aptalmisim." Adam cevap verir:"Evet çok asiktim farkedemedim. "
9.Bir adam gazeteye ilan vermis:"Es ariyorum"Ertesi gün yüzlerce mektup almis. Hepsi ayni seyi söylüyormus "Benimkini alabilirsin. "
10.Bir adam karisina arabasinin kapisini tutuyorsa emin olabilirsiniz: "Ya arabasi yenidir, ya da karisi!"

19 Kas 2007

Üç boyutlu sinema izledik



Sevgi anasınıfı bugün Hazine avcıları adlı üç boyutlu sinemayı keyifle izledi.

Hiyeroglif çalışmam

50x70 tuval üzerine akrilik
Bu da ikinci hiyeroglif çalışmam.......


100 x 70 tuval üzerine akrilik
Yirmi gün, günde beş saat çalışma sonucunda nihayet bitirdim...












12 Kas 2007

Ervanur' un doğum gününü kutladık ....










































Bugün Ervanur'un doğum gününü kutladık,
ailenin hediye ettiği şapkalar çocukları çok mutlu etti......
iyiki doğdun ERVANUR.......





5 Kas 2007

ÇOCUĞUNUZDAN SİZE MEKTUP VAR
*Beni şımartmayın. Her isteğimin yerine getirilmemesi gerektiğini çok iyi biliyorum.. Yalnızca sizi deniyorum.
* Bana karşı disiplinli olmaktan korkmayın. Ben bunu yeğlerim. Böylelikle, kendimi güvende hissediyorum..
*Kötü alışkanlıklar edinmeme izin vermeyin. Bunların erken dönemlerde teşhis edilip önlenmesi konusunda sizlere güveniyorum.
* Olduğumdan da küçük hissetmemi asIa sağlamayın. Bu benim yalnızca daha da fazla aptalca hareket etmemi saglar.
*Elinden geliyorsa beni lütfen başka insanlann yanında düzeltmeye çalışma. Eğer benimle özel, baş başa ve yavaşça konuşursan çok daha fazla etkili olacak.
*Bana hatalarımın günah olduğunu hissettirmeye çalışma. Bu benim degerlerimi sarsıyor.
* Beni olacaklardan, sonuçlardan koruma. Bazen acı çekerek öğrenmem gerekiyor.
*"Senden nefret ediyorum" dediğimde üzülme: Bazen nefret ettiğim sen değilsin; beni yönlendirmek için kullandığın gücün.
*Küçük hastalıklarıma fazla üzülme. Bazen bunlarla istediğim, gereksinimim olan ilgiyi buluyorum sende ve çevremde.
*Kendimi istediğim şekilde ifade edemediğimi unutmayın. İşte bu yüzden her zaman söylediklerim ve yaptıklarım doğru oImuyor.
*Soru sorduğumda geçiştirmeyin, yanıtı ertelemeyin. Eger böyle yaparsanız, artık soru sormadığımı göreceksiniz ve yanıtları, istediğim bilgileri başka yerlerde arayacağım.
*Tutarsız olmayın. Bu benim aklımı tamamen karıştırır ve size olan güvenimi kaybetmeme neden olur.
* Ne denli çabuk büyüdüğümü unutma. Bana ayak uydurman çok zor olmalı ama lütfen dene.
*Benden özür dilemenin senin asla yapamayacağın bir iş olduğunu düşünme.Dürüstçe özür dilemen benim sana sürpriz ve beklenmedik bir biçimde yakınlaşmamı, ısınmamı sağlayacak.
* Denemeyi, yeni şeyler öğrenmeyi, anlamayı, keşfetmeyi çok sevdiğimi asIa unutma.
* Çok fazla sevgi ve anlayış olmadan büyüyüp gelişemeyeceğimi lütfen unutma .
*Sizi Çok Seven Çocuğunuz..... *

3 Kas 2007

çok komik 5 dakika gülmek garantidir.....

Gerçek bir olay

Bu olay Kayseri'nin Bünyan ilçesinde yaşanır.Olay korku filmlerini bile çok gerilerde bırakacak kadar tüyler ürperticidir.gece bindiğiniz otomobilde direksiyonda dahi kimse yoksa ne yapardınız?

Kendisi Bünyanlı olmayan, politikayla uğraşmış ve halen Kayseri'de yaayan iş adamı 22 Şubat 2005 tarihinde Bünyan sınırında, Kayseri Malatya kara yolu üzerinde, bir benzin istasyonunagirer.

Lokantaya oturur ve orada kalabalık toplulukla birlikte

bir ufak rakı içer. Yürüyüş mesafesindeki Bünyan'a gitmek için,lokantadan çıkar.Ancak dışarısı hem zifiri karanlık hem de korkunç bir kar-tipi fırtınası başlamıştır. Benzin istasyonuna yaklaşık 300 metre mesafedeki, Bünyan'a dönüs yolu kenarına varır. Oradan geçen bir arabaya binip,Bünyan'a ulaşma derdindedir.

Fırtına daha da şiddetlenir. Adam bir-kaç adım ötesini bile görememektedir.Gelip-geçen bir araba da yoktur.Nihayet karanlıklar içerisinde, hayalet gibi yavaş yavaş yaklaşan bir arabanın iki farını fark eder. Arabanin, tam önünde yavaşlamasıyla birlikte hemen arka kapıyı açar ve arabaya biner. Kapıyı kapatır, araba yeniden hareket eder. İçeridekilere merhaba demek ister. Ama o da ne? Arabada kimse olmadığı gibi direksiyonda da

kimse yok.

Birden paniğe kapılır.Korkuyla,

hemen arabadan atlayıp, oradan koşarak uzaklaşmak ister ama hem araba hızlanmış, hem de korku ile dizleribağlanmış,

hareket edemez hale gelmiştir. Araba keskin bir viraja doğru yaklaşır.Adam dua etmeye baslar.Tüm günahları için tövbe eder. Arabayı durdurması için Allaha yalvarır. Tam bu esnada, pencereden

bir el uzanır ve direksiyonu kıvırarak sert virajdan arabanın doğru yola dönmesini sağlar. Her tehlikeli dönemece yaklaştıkça, Allah'a yalvarış ve yakarışı artar ve her seferinde de bir el dışarıdan uzanıp, direksiyonu çevirir.Sonunda kendisini biraz toparlar, ayaklarını kımıldatır."Ya Allah koru beni deyip, kapıyı açmasıyla birlikte,

kendisini arabadan dışarı fırlatır.

Birkaç takla attıktan sonra şarmpolde kendine gelir. Bünyan'a yürüyerek ulaşır ve bir kahvehaneye girer. Üstü başı ıslak ve şok haldedir .

Kendisini tanıyanlar hemen sobanın başına alırlar. Eline bir çay verirler. Bir müddet sonra kendisine gelip, sesi titreyerek, başına gelen doğa üstü ve korkunç olayı anlatır. Olayı dinleyenler inanmak istemeseler de, anlatan kişinin aklı başında ve toplumsal sorumluluk taşıyan bir pozisyonda olduğunu bildiklerinden, herkeste derin bir sessizlik oluşur.

Yaklaşık yarım saat sonra, aynı kahvehaneye Koyunabdal Köyü'nden iki kişi girer. Bir masaya oturur ve iki bardak çay söylerler. Bu arada,gelenlerden birisi, diğerine şunları söyler

-Ahmet baksana, şu sobanın başında oturan geri zekalı, bizim araba yolda kalınca,biz arabayı iterken,arabaya binip-sonrada arabadan kendini atan ö.....değil mi?

Okul öncesi için boyama resimleri

Anasınıfında kullanabileceğiniz ordan burdan bulduğum resimler, devamı birkaç gün sonra...